Cumhurbaşkanı Erdoğan “Faiz Zengini Daha Zengin Yapar; Fakiri de Daha Fakir Yapar.”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

TRT ortak canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Faiz zengini daha zengin yapar; fakiri de daha fakir yapar. Özellikle Türkiye ne zaman yüksek faiz kıskacından çıkmak için adım atmışsa buna çok dikkat etmemiz lazım. Döviz kuru üzerinden manipülatif bir baskıyla hep karşı karşıya kalmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şöyle;

“Küresel salgın döneminde her şeyden önce Türkiye özellikle bu 3 çeyrekte de farklı bir ayrışım ortaya koydu. Yıl sonu itibarıyla da pozitif ayrışmayı devam ettireceği inancındayım. Bunu sadece biz değil OECD’de söylüyor açıklıyorlar. Tabii bu beklentileri de aşarak böyle bir konuma gelmiş olması da özellikle böyle aç kurtlar gibi bekleyenleri de şaşırttı. Halbuki biz şaşırmadık. Çünkü biz, gerek ikinci çeyrekte gerekse üçüncü çeyreğin sinyalini zaten ikinci çeyrekten aldık ve sonunda da inşallah bizim beklentimiz, yani biz 10’u bulacağız, ondan şüphemiz yok.

‘Faizi düşürüyoruz ve enflasyonun da inşallah düştüğünü hep birlikte göreceğiz’

Bu konuyla ilgili olarak da şu anda performansta, özellikle üzerinde durduğum, hep söylüyorum, diyorum ki faizi düşürmek suretiyle biz yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme ve bu dört tane ana başlık bize büyümeyi getirecek. Bizim tahminimiz, asgari 10 ama bu 10’un üzerine de çıkabilir ki bazı dostlarla yaptığımız özel görüşmelerde de onlar, ‘yani bu 10’un üzerine de çıkabilir’ düşüncesini bizlerle paylaşıyorlar. Ben de yadırgamıyorum. Hatta hatta yani bu yıl sonu itibarıyla enflasyonda da kendisini zaten gösterecek. Buna da inanıyorum. Hep söylüyorum ya faiz sebep enflasyon neticedir. Faizi şu anda düşürüyoruz ve enflasyonun da inşallah düştüğünü hep birlikte göreceğiz.

Biz şu anda daha önce de olduğu gibi 2 önemli destek paketi hazırladık. Biri ilave istihdama destek paketidir. Diğeri de imalata dayalı ithal ikamesi destek paketidir. 19 yıldır, nasıl sanayicisinden esnafına ve dar gelirlisine kadar milletimizin her kesiminin yanında durduysak, bu süreçte de hiç kimseyi yalnız bırakmadık, bırakmayacağız ve ihmal etmedik, ihmal de etmeyeceğiz. Çünkü bu millet ile biz iktidar olduk. ‘AK Parti milletin partisidir’ dedik ve böyle yürüdük.

‘Girişimcilere krediye erişim imkanı sağlanacak’

Tabii bizim şu anda ilave istihdama destek paketimiz nedir diye sorarsanız, küçük ve orta ölçekli işletmelerimize yönelik 50 kişinin altında çalışanı olan firmalarımıza istihdama katkıları sebebiyle her yeni istihdam için 100 bin liraya kadar kredi garanti fonu kefaletiyle krediye erişim imkanı sağlıyoruz. Bu paketten İŞKUR aracılığıyla faydalanmak isteyen işletmelerimizin Sosyal Güvenlik Kurumu işçi ve işveren payları, 12 ayın sonuna kadar kredi faizlerinden düşülecek. Böylece yeni istihdam yapacak işletmelerimize faizsiz kredi imkanı sunmuş olacağız ki amacımız kısa sürede

11 bin firmamızın toplam tutarı 10 milyar lirayı bulan bu krediden faydalanmasını sağlayarak, 50 bin yeni istihdamın önünü açmak.

Bunun yanında bir de imalata dayalı ithal ikamesi destek paketimiz var ki bu paketle de uzun vadeli kredi imkanı oluşturarak, üretime ve ihracata öncelik veren yatırımları destekliyoruz, destekleyeceğiz. Özellikle 3, 4, 5 ve 6. teşvik bölgelerinde yer alan 58 ilimiz ile ilçelerinde yatırım yaparak, istihdam oluşturacak girişimcilerimize bir müjdemiz var. Onu da bu akşam açıklayalım. Bu girişimcilerimizin hazine destekli kredi garanti fonu kefaletiyle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın vereceği 7 puana kadar faiz desteğiyle yatırım yapmalarının önünü açıyoruz. Toplam tutarı 10 milyar lirayı bulan bu destekten hamle programı kapsamında diğer illerimiz de faydalanabilecektir. İşletmelerimize, girişimcilerimize bu akşam buradan hayırlı olsun diyoruz.

Zengini zengin yapan model, faizciliktir. Faiz zengini daha zengin yapar fakiri de daha fakir yapar. Türkiye ne zaman yüksek faiz kıskacından çıkmak için hamle yaptıysa döviz kuru üzerinden manülatif bir baskıya maruz kalmıştır.

‘Biz bu sarmaldan çıkacağız’

Bir defa bu kur faiz spekülasyonu ile karşı karşıyayız. Bu spekülasyonu evvela biz engelleyebiliriz. Ülkeye giren küresel fonlar var. Bu fonlar döviz kurunu geçici olarak düşürebilir. Fakat bu bizim için ideal olanı değildir. Yükselen kuru düşürmek için her seferinde daha yüksek faiz vermek gerekir. Sürekli tekrarlanan bu süreç ülkenin varlıklarını küresel sermayeye yönlendiriyor. Kur faiz enflasyon sarmalına böyle sokulduk. Biz kur faiz sarmalında yaşamayacağız. Yatırımı ve üretimi engellemelerine de müsaade etmeyeceğiz. Biz bu sarmaldan çıkacağız. Bu sarmaldan çıkmamızı istemeyenler kur oyunları ile bizi yeniden bu oyuna çekmeye çalışıyorlar. Bu kez bunu başaramayacaklar.

Türkiye’nin temel göstergeleri ekonomide çok güçlü. Bizim ekonomik verilerimiz aslında zayıf değil gayet iyi durumda. Ülkemiz artık bu kısır döngüyü kırma aşamasına gelmiştir ve artık buradan dönmeyeceğiz.

Bu olay sadece ülkemizde mi var? Almanya’da, ABD’de, Hollanda’da var mı evet var. Tüm bunlardan Türkiye olarak biz büyük oranda sıyrılmış vaziyetteyiz. Türkiye’nin dinamiklerine güvenen yabancı yatırımcılar için artık zamanıdır. Yabancı yatırımcılar için uzun vadeli yatırımların zamanıdır. Türkiye’ye uzun vadeli yatırım yapanlar her zaman kazanmıştır, bundan sonra da kazanacaktır. Biz geçenlerde Ceyhan’da büyük bir tesisin 1 milyar 700 milyon dolarlık temelini attık. Burada inşallah 2,5 yıl içerisinde bitecek ve burada 5 bin civarı bir istihdam olacak. Aynı zamanda cari açığımızı da ciddi anlamda aşağı çekecek. Bunun arkasından yine Seyhan’da bazı gelişmeleri takip edenler var biz de takip ediyoruz.

‘Yeni ekonomi modeli ile yüksek faiz ile sıcak para çekme politikasını elimizin tersiyle itiyoruz’

Türkiye’deki sermayenin temsilcisi konumunda olan STK’nın burada kalkıp da bize cevap yetiştirmeye kalkması çok manidar. Ben onlara diyorum ki kamu bankaları kredi istiyorsanız size kredi vermeye de hazır. Mevcut yatırımlarınızı gelin daha da güçlendirin. Bizim derdimiz var bizim derdimiz ne? Kur faiz sarmalı değil yatırımı yapacak güçlü yatırımcıları arıyoruz. Yeter ki bize güven veren yatırımcı olsun. Biz yeni ekonomi modeliyle, yüksek faiz verecek sıcak para çekme politikasını elimizin tersiyle itiyoruz. Düşük faizle, üretimi ve ihracatı destekleyeceğiz. Kamu bankalarına sürekli bunu diyorum. Düşük faiz ile siz özel sektör bankaları ile yarışa girmeyeceksiniz düşük faizle yatırımcıları teşvik edeceksiniz ardından istihdamı artıracaksınız. İstihdamla birlikte üretimi artıracaksınız üretimle birlikte küresel sermaye ile ihracatta yarışa gireceksiniz. İhracatta çok iyi durumdayız. 215-220 milyar dolarlara çıktık. Yıl sonuna kadar bu 220’nin üzerine çıkacak.

‘Birçok ekonomik kararın altında benim imzam var’

Biz 6 sıfırı atıyoruz dediğimizde, ‘Taksim Meydanı’nda anırırım’ diyenler vardı. En yakınımda olanlardan bile, şu anda o da siyasette, ‘kurmayacağım’ dediği halde parti de kurdu. Şimdi 6 sıfır attık diye övünmeye başladı. Benzer birçok ekonomik kararın altında benim imzam var. Sen benim bakanımsın; sen karar mercii değilsin ki. Artık cari açık verip bu açığı dış borçla finanse eden değil, döviz kazanıp cari fazla veren bir ekonomi olma hedefiyle hareket ediyoruz, bu hedefe çok yakınız. Şu anda yüksek faizle sıcak para çekerek döviz kurunu baskılayıp ithalatı ucuzlatmak enflasyonla mücadele değildir. Bize dayatılan yüksek faiz politikası yeni bir olay da değil. Yerli üretimi yok eden üretim maliyetlerini arttırarak yapısal enflasyonu kalıcı hale getiren bir modeldir.

‘Bu sarmala son veriyoruz’

Döviz kurunda kalıcı istikrar, ihracat, turizm ve diğer hizmet gelirleri ile döviz kazanarak olabilir. Faiz artırmanın çözüm olmadığını gördük. Bize dayatılan yüksek faiz politikası yeni bir olay değil. Yerli üretimi yok eden üretim maliyetlerini artırarak enflasyonu kalıcı hale getiren bir politikadır. Sonu olmayan bir sarmaldır. Biz şimdi bu sarmala son veriyoruz. Bugün geldiğimiz noktada ihracatımızın ithalatımızı karşılama oranı yüzde 90’lara oluşta mesele bu. Turizmde de sürakli bir toparlanmanın içerisindeyiz.

Antalya hiç olmadığı kadar Rus turist çekiyor. Rusya ile dayanışmamız bu şekilde turist akını da sağlıyor. Cari fazlası vermeye başladık. İnşallah önemizdeki sene yıllık bazda da cari fazlaya geçeceğimiz anlaşılıyor ve buna da inanıyorum.

Bunları Milli Güvenlik Kurulu’nda görüşmeyeceğiz de nerede görüşeceğiz’

Ekonomik güvenlik ulusal güvenliğin bir parçasıdır. Türkiye ekonomisi güçlüdür. Makro göstergelerimiz ve son dönemdeki ekonomik performansımız gayet iyi durumdadır. Döviz kurunda gördüğümüz son hareketlerin ekonomik temeli olmadığı da açıktır. Bunu anlayanlar var anlamayanlar var. ülkemizin giderek güçlenmesi elbette bazılarını rahatsız ediyor. Düşünün Ana Muhalefetin başındaki kişi bundan ciddi manada rahatsız oluyor. Milli Güvenlik Kurulu bu noktada bu konuların görüşüldüğü yer olamazmış. Hakikatten bu kişi daha siyaseti anlamış değil siyaseti bilmiyor. SSK’yı batıran o zihniyet o kafa hala aynı yerde. Sen zaten SSK’yı batırdın sen değil misin Sosyal Sigortalar Kurumu hastanelerinde insanların morglarda öldüğü dönemin sorumlusu sen değil misin? Rahmetli Savaş Ay’ın programını hiç unutmuyorum. Adeta bay Kemal ile dalga geçiyordu. Bunların sorumlusu siz değil misiniz diye o da topu başka yere atıyordu. Bunları Milli Güvenlik Kurulu’nda görüşmeyeceğiz de bunları nerede görüşeceğiz. Şunu bir defa bilmesi lazım Türkiye eski Türkiye değildir. Türkiye, finans piyasaları üzerinden ekonomik tehditlere pabuç bırakmaz. Reel ekonomimiz, bu tehditleri tamamen boşa çıkaracak güç ve kabiliyettedir.

‘Faizin düştüğünü kuru tetikleyen faizin düşüşü nedeniyle kurda da iyileşme göreceğiz’

Faiz zengini daha zengin fakiri daha fakir yapar. Şu anda benim normal vatandaşım faiz sarmalı altında inim inim inler. Bakın Ana Muhalefetin başındaki zat ne diyor indirin 1’e biz destekleriz. Ben aksini söylemiyorum fakat benim şu anda tek başıma böyle bir karar alma yetkim var mı yok. Gidip Merkez Bankası’nı ziyaret ettikten sonra yaptığı açıklamalar da belli. Merkez Bankası’nı yıpratacak açıklamalar da yaptı. Zaten yanındaki sözcü olan zatda iyi bir faizcidir. Kendisi zaten bu işlerden anlamaz. Seçim öncesine kadar faizin düştüğünü, kuru tetikleyen yüksek faizin düşüşü sebebiyle kurda da iyileşmenin olduğunu göreceğiz. Buna enflasyon da dahil. Böyle bir süreç olacak fakat muhalefetin faiz indirimine ilişkin açıklamaları bizim doğru yolda olduğumuzun teyididir.

Ülkemizi bu yüksek faiz çıkmazından kurtarmamız lazım’

Faizler, enflasyon dünyada ortadadır. Şu anda ABD’de, Avrupa’da faiz oranlarına enflasyona bakalım. Bizimle mukayese edilemeyecek derecede yüksek faizlerinin enflasyonlarının olduğunu görüyorsunuz. Derdimiz şu ülkemizi bu yüksek faiz çıkmazından kurtarmamız lazım. ABD’de G20 ülkeleri olarak baktığımızda 4,9 olarak gözüküyor. İngiltere 6,6 olarak gözüküyor. Türkiye’de 7,4 malum. Çin’e bakıyoruz 4,9. Hepsinden biz ayrışmış durumdayız. İnşallah yıl sonu itibarıyla da onlardan çok farklı bir yere geleceğiz. Bizim derdimiz yatırımları ve yerli üretimi desteklemek ve artırmaktır.

Vatandaşımız biz bu işi çok iyi biliyoruz diyenlerden fersah fersah ileride. Yüksek faiz bir defa maliyetleri artırır mı düşürür mü? Artırır çünkü bu faizin dayattığı yer neredir? Maliyetlerdir, bu maliyetler de bunu alan esnaf ne yapacak sattığı ürüne ilave edecek. Bunun faturasını vatandaş ödeyecek. Kalkıp esnaf bu faizin bedelini kendi ödemez. Bunu vatandaştan alır. Maliyet enflasyonu dediğimiz şey de böyle doğuyor.

Stokçuluğun dinimizde yeri yoktur’

Stokçuluğun bir dafa yeniden düzenleyip bu işin cezai müeyidesinin artması lazım. Stokçuluk dinimizde yeri olmayan bir konudur. Stokçuluk bir nevi hırsızlıktır. Fahiş fiyatlarla mücadele noktasında ilgili Bakanlarımıza dedik ki bu adımları atacaksınız sadece denetleme yetmez. Yasal düzenleme yapıp fahiş fiyat artışı yapanların üzerine gidip malı piyasadan çekenleri yakaladığımızda onlara gerekli müeyideleri uygulayalım. Bu sadece soğan, patates olayı değil sanayide de buna benzer stokçuluk yapanlar var.

ABD’de enflasyon son 31 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Almanya’Da enflasyon son 28 yılın zirvesine çıktı. Elbette Türkiye’nin bu küresel fiyat artışlarından etkilenmemesi mümkün değil. Ancak biz kamu maliyesindeki imkanlarımızı da kullanarak enerji başta olmak üzere maliyet artışlarını vatandaşlarımıza yansıtmamak için gerekenleri yapıyoruz. Küresel kaynaklı bir enflasyon artışı söz konusu. Yıl sonu itibarıyla fırsatçıları da defederek olumlu neticeler alacağız.

‘Avrupa ile mukayese edilemeyecek kadar fiyatlarımız ucuz’

Enerjide doğalgazda Avrupa ile mukayese edilemeyecek kadar fiyatlarımız ucuz. Bir defa bu gerçeği muhalefet görmek istemiyor. Avrupa’da fiyatlar bizimle mukayese edilemeyecek derecede çok daha pahalı. Biz ise bu kadar ucuz fiyatla doğalgazı verirken, enerjiyi verirken yalan yanlış her türlü haberleri uyduruyorlar. Şimdi biz yalancı ile nereye kadar yarışacağız. Benim de bir huyum var. Yalanla bunları mukabele etmek değil fakat biz rakamları konuşturuyoruz. İnansanız da inanmasanız da biz rakamlar ortada maliyetinin çok çok altına bunu veriyoruz ve sözümüz şu biz vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz.

Asgari ücret devlet işçi ve işverenden oluşan üçlü bir yapı, komisyon tarafından belirleniyor. Bizler de bu işin müzakerelerini yaptık asgari ücret konusunda 2022’den itibaren önemli kazanımlar elde edildi. Asgari ücret 184 lira iken 2 bin 825 liraya biz çıkardık. Asgari ücret 2002 yılından bu yana nominal olarak 15,3 kat arttı. Aynı dönem için asgari ücretin reel oranı da yüzde 131 olarak gerçekleşti. Asgari ücretin reel değerinin artması işçilerimizin satın alma gücünün arttığının da göstergesidir. Asgari ücrette 2002 yılında 14. sırada olan ülkemiz 2021 yılında 10. sıraya yükseldi. işçilerimizin satın alma gücünü yükseltmeye devam edeceğiz. Babayiğitlik bize yakışır evvelallah biz de bunu inşallah ilgili Bakanım gerekse heyeti gerekse yine çalışma arkadaşlarım geniş istişareler yapmak suretiyle çok fazla uzatmadan kararımızı vereceğiz.

‘Emeklilere yılda 2 bin 200 TL bayram ikramiyesi veriyoruz’

Emekliler her zaman için bizim önceliklerimiz arasında yer aldı. Bundan sonra da aynı şekilde olacaktır. Onlara bütçe imkanları zorlanarak önemli iyileştirmeler yapıldı yapılmaya da devam edecek. Emekliler için eziyet olan fiş toplama eziyeti vardı. Biz onu da kaldırdık. Aylıklara yüzde 4-5 ilave yaptık. 2012 yılında İntibak Kanunu’nu çıkararak emekli aylıklarında artış oldu bunu da biz yaptık. Emekli aylıklarına yüzde 15 iyileştirme yaptık. Bununla da kalmadık 2018 yılında Ramazan ve Kurban bayramlarında yılda iki bayram için 2 bin lira bayram ikramiyesi vermeye başladık. 2021 yılında bu tutarı 2 bin 200 liraya yükselttik. 2021 yılında toplam 25 milyar lira bayram ikramiyesi ödedik. Aylıklara seyyanen ve oransal yapılan artışlarla emeklilerimize verilen bayram ikramiyeleri ile emekli aylıklarına reel olarak yüzde 44 ile yüzde 388 oranında artış sağlamış olduk. Ülkemizde 2002 yılında emekli sayımız 6,5 milyondu 2021 ekim itibarıyla 13,5 milyona emeklilerimizin sayısı ulaştı. 6. Dönem Toplu Sözleşmede 3600 ek göstergenin 2022 sonuna kadar tamamlanmasını kararlaştırdık. Öğretmen, polis, hemşire ve din görevlisi çalışanlarımızın ve emeklilerimizin haklarında iyileştirmeler sağlanacaktır.

Gemiler konusu çok önemli. Biz iktidara geldiğimizde kiralama yöntemiyle bu işi yürütüyorduk. Fakat para vermiyorduk. Diyorduk ki bulursanız doğalgazı bunu yüzde 50 yüzde 50 paylaşırız. Sondaj çalışmaları yapılıyor, sismik araştırmalar yapılıyor fakat netice alınamıyordu. Daha sonra biz kendimiz bu adımı attık. İki tane sismik araştırma gemisi ve ardından sondaj gemileri aldık. Gemilerimizin sayısı 5’e çıktı. Şimdi 6. gemimiz sondaj gemisi olarak ona kavuştuk. Sondaj gemisi sıfır. İnşallah şöyle birkaç ay içerisinde teslimi yapılacak. Bununla birlikte bu 4 tane sondaj gemisine 2 de sismik araştırma gemisine sahip olmuş olacağız. Bunlarla Karadeniz’de, özellikle Akdeniz’de orada olsun çalışmalarımızı çok daha yoğun çok daha özgüvenle yapmış olacağız. Bu birilerini ciddi manada rahatsız ediyor.

‘2023 yılı ocak ayı itibarıyla Sakarya Gaz Sahası’nda ilk gaz üretimine geçmeyi hedefliyoruz’

Deniz tabanı üretim sistemleri ile kara tesislerinin malzeme temini ve inşaat çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Tüm çalışmaları 2022 yılının ilk yarısında başlatmayı planlıyoruz. Sakarya Gaz Sahası’nda ilk fazda 10 kuyudan günlük 10 milyon metreküp üretim yapmayı planlıyoruz. İkinci fazın tamamlanmasının ardından açılacak kuyu sayısına bağlı olarak bu rakam 40 milyon metreküpe çıkacak. Yeni müjdeler için ekiplerimiz hem arama hem de sondaj faaliyetleri ile yoğun çalışma yürütüyor. 2023 yılı ocak ayı itibarıyla Sakarya Gaz Sahası’nda ilk gaz üretimine geçmeyi hedefliyoruz. Şu anda yol haritamız bu.

Bu gemilere sahip olmak öyle kolay bir iş değil. TPAO’nun bu gemilere sahip olması ve bütün sismik araştırmalar obür tarafta sondaj çalışmaları bu gemilere girdiğimiz zaman onların çalışmasını gördüğümüzde hakikatten mutluluğumuz çok farkıl boyutlara ulaştı. Hele hele şimdi doğal gazın çıktığını gördüğümüzde onun keyfi bir başka olacaktır. Buradan doğal gazımızı çıkarıp milletimizle paylaşmamız da farklı olacaktır.

Dün fırtına nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Azerbaycan’da bir helikopterin düşmesi neticesinde 14 Azeri kardeşimiz şehit oldu. 2 yaralı var ve İlham Aliyev kardeşimize başsağlığı teminnisinde de bulundum. Allah’tan şehitlerimize de rahmet diliyorum. Aynı şekilde Malatya’da, Elazığ’da hepimizi yasa boğan bu depremlerde canımız çok yandı. Bizler de hiç gecikmeden süratle İzmir’de olsun daha önce Malatya, Erzincan buralarda olduğu gibi hemen konutların yapımına başladık. Tüm kurumlarımızla vatandaşlarımızın yanında olduk. Depremzedelerin yarasını sarmak için de toplamda 35 bin 28 konut, 4 bin 104 köy evi ve 353 iş yeri inşa ediyoruz. İzmir’de vatandaşlarımızın mutluluğu bizleri çok çok mutlu etti. Konutların güzelliğini gördükçe de ayrıca mutlu oluyoruz.

‘Haziran 2023’te milletimiz gereken dersi gerekenlere verecektir’

Kaç defa söyledik bilemiyorum. Söyleyecek herhangi bir sözleri olmayınca bununla oyalanıyorlar. Millete hayrı faydası olmayanlar gündemi seçimle meşgul ederek sözüm ona siyaset yaptıklarını sanıyorlar. Küresel gelişmelere bağlı olarak bu yaşanan döviz hareketliliğini bahane ederek seçim şarkısı söyleyenler halkı sokağa çağırıyorlar. Ben milletime verdiğim sözü tutan bir siyasetçiyim. Cumhur İttifakı da sözün erlerinin kurduğu bir ittifaktır. Vatandaşlarımız Haziran 2023’de sandık başına gidecek ve tercihini AK Parti ve Cumhur İttifakı’ndan yana kullanacaktır. Bundan hiç şüphem yok. Haziran 2023’te milletimiz gereken dersi gerekenlere verecektir.

‘CHP zihniyeti o kadar çok mağdur bıraktı ki onlarla helalleşme bu dünyada bitmez’

Ülkenin vatandaşlarına AK Parti’ye oy verdiler Erdoğan’ı desteklediler diye kullanılan oylarda gayri milli ifadesini kullanmak aymazlıktır, gafilliktir. Bu ülkenin yüzde 52’sine gayri milli diyeceksin sonra helalleşmeye çıkacaksın. Bu durum bile bay Kemal’in ne kadar samimiyetsiz olduğunun göstergesidir. O dosya o kadar kabarık ki, mağdur ettikleriyle helalleşmeye başlasa bile hepsinden helallik almaya ömürlerinin yeteceğini sanmıyorum. CHP zihniyeti o kadar çok mağdur bıraktı ki onlarla helalleşme bu dünyada bitmez. Bir defa başörtülülerden helallik istemesi lazım. 146 Azerbaycanlı kardeşimizden helallik istemeleri lazım. Malesef Azerbaycanlı kardeşlerimiz Stalin’e teslim edildi. CHP bu işte. Bunlarla niye helalleşeceksin. Varsayalım mağdur ettikleri kesimlerle helalleştiler ya mazlum Filistinlilerle, Suriyelilerle, Afrika halkları ile nasıl helalleşecekler. Her bir adımımızı engellemeye çalışmadılar mı? Bay Kemal SSK Genel Müdürlüğü döneminde tedavi borcu nedeniyle evladının cenazesini alamayan vatandaşlarla önce bir helalleşsin bakalım. Bay Kemal seçimler Haziran 2023’te.

Abu Dabi yönetimi ile attığımız adım tarihi bir adım’

Biz Katar’a kalkıp da BMC’yi satmadık. BMC sadece Katar BMC’ye ortak oldu. O da yüzde 49, 51 biz. Bu ortaklığımızla birlikte aynı zamanda da ürettiklerimizin gerek pazar olarak belli yerlere satılmasında onların da olumlu gayretleriyle Arifiye’deki palet fabrikasının da restorasyonu oranın elden geçirilmesine özellikle bu ortaklığın çok büyük faydası oldu. Şimdi ise tabi bizim Abu Dabi yönetimi ile attığımız adım tarihi bir adım. 11 milyar dolarlık ön anlaşma yapıldı. Bu arada tabi atılmış yine adımlar var. Yaptığımız ikili görüşmede de inşallah şubat ayı gibi nasip olursa benim bir iade-i ziyaretim olacak.

‘Suud ile münasebetleri daha iyi konuma getirme gayretinde olacağız’

Bizim Birleşik Arap Emirlikleri ile olan süreç çok farlı bir konuma erişmiş olacak. Dargın küskün olduğumuz zaman ondan kendilerine sermaye çıkarmaya çalışıyor bu CHP, adımları beraber attığımızda da bunlar niye barıştılar deyip oradan kendilerine sermaye çıkarmaya çalışıyorlar. Şimdi inşallah şubatın ilk yarısında oradayım. Bunun dışında yine bölge ülkeleri içerisinde Bahreyn onların bize gelme durumları var. Onlarla görüşmelerimizi yapacağız. Suud ile münasebetleri daha iyi konuma getirme gayretinde olacağız. Mısır ile bakanlar seviyesinde devam ediyor, orada da çok farklı gelişmeler olabilir. Kadim tarihi biz beraber inşa ettik, beraber paylaştık paylaşıyoruz bizim Körfez ülkeleri ile aramızda çok ciddi bir iş birliği potansiyeli mevcut. Karşılıklı faydaya dayalı yeni projeleri de ortak yatırımlar için bir fırsat olarak görüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Faiz Zengini Daha Zengin Yapar; Fakiri de Daha Fakir Yapar.”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Eğitimge ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!